Kimler hatta? | Toplam 2 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 2 Misafir Yok Sitede bugüne kadar en çok 63 kişi 27/8/2016, 03:36 tarihinde online oldu. |
Mayıs 2024 | Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|
| | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 | | | Takvim |
|
| | mekan erdem | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 18/2/2009, 22:56 | |
| Çok gözyaşı döktüm sensizlikte Senden bir haber gecelerde
Üşüyorum yanında değilim, Kollarında değilim diye...
Dalıyorum hayallere, Özlem dolu, aşk dolu günlere
Seni yanımda hayal ediyor, Kokunu içime çekiyor, Yastığına sarılıp, özlem gideriyorum Sensiz, sevginsiz her saniyemde
Kokun hala yastığında, Zaten fotoğrafın başucumda… Bakıyorum mektuplara, Ağlıyorum, sensiz geçen her dakikamda
Çok gözyaşı döktüm, Çok fırtınalar atlattım, ben senin yokluğunda ama hala seni bekliyor, seni özlüyor, Seni sensiz yaşıyor bu can hala…
Gönlüme Gelen İlkbahar
Gönlüme gelen ilkbaharlar, yazlar gibisin Sen bir nârin çiçek gibi hep sevilmesin Sevdâ türküsüyle inleyen sazlar gibisin Sen bir papatya misâli hep derilmelisin
Hayat bir yol bulmuş kendine akar da akar Bir nehir gibi süzülür kıvrıla kıvrıla Aşkın bir kıvılcım olmuş yüreğimi yakar Kurak bir yaz gibiyim ben kavrula kavrula
Takvimlerdeki yapraklar bir bir azalsa da Sana olan sevgim tükenmez bunu böyle bil İçimde hasret pınarı coşup çağlasa da Aşk şarkıları söylemekten bıkmaz ki bu dil
Sevdâya, sana susamış çorak bir iklimim Durmadan yağ üzerime senle ıslanayım Sevgiyle dokunmuş desen desen bir kilimim Gönlüne beni ser de senle hep yaşlanayım
Bir şiir gibi yazmışım ben seni gönlüme Mısra mısra dökülmüşsün sen benim bağrıma Her günüm bir başkadır uymaz günüm günüme Sen yanımda hep varsan gitmez bu hiç ağrıma
İstanbul Kadar Yakın İstanbul kadar yakın olmak isterim sana Serin serin esen poyrazlarımla saçlarında büyülü bir gezintiye çıkmak Âniden bastıran sağnak yağmurlarımla aşktan sırılsıklam yapmak seni İstanbul kadar yakın olmak isterim sana Boğazın üzerinde âvâre âvâre dolaşan martılarımla çığlık çığlığa sevdâ şarkıları söylemek Sahillerime vuran uğultulu dalgalarımla günün yaşanan her anında ayaklarına kapanmak hiç usanmamacasına İstanbul kadar yakın olmak isterim sana Her yanını sarmak yer yer kırılıp dökülmüş Bizanstan kalma yorgun surlarımla Boğaziçi'nde salınan asma köprülerimle iki kıtayı birbirine değil, seni bana bağlamak sonsuza dek hiç çözülmeyecek bir bağla İstanbul kadar yakın olmak isterim sana Hattâ sana İstanbul'dan dahi yakın olmak Hiç ayrılmamacasına Bir an bile olsun hiç kopmamacasına _______________ | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 18/2/2009, 22:56 | |
| --------------------------------------------------------------------------------
Sevdalarım Var Benim
Gözlerime böyle bakma ne olur Senden gizli sevdalarım var benim Aşkınla içime akma ne olur Senden gizli sevdalarım var benim
Bin türlü derdim var deli başımda Her gün zehir içtim inan aşımda Ölürsem görürsün mezar taşımda Senden gizli sevdalarım var benim
Susuz bir çöl idim, sel olup gittim Ocakta kor idim kül olup gittim Bir sevda uğruna del’ olup gittim Senden gizli sevdalarım var benim
Gönlünde bir ateş yakar giderim Kimbilir, sevginden bıkar giderim Belki de kalbini yıkar giderim Senden gizli sevdalarım var benim
Güllerin dalında bülbüller öter Bendeki sevdalar ölümden beter Bu garip aşığa bir gurbet yeter Senden gizli sevdalarım var benim
Vuslatlar, hicranlar hepsi gözümde Sevdalar sır olmuş benim özümde Uğraşma duramam belki sözümde Senden gizli sevdalarım var benim
Bir ceylan sevmişim dağlara kaçmış Dertler kucağını hep bana açmış Sevda yollarında yürümek güçmüş Senden gizli sevdalarım var benim __________________ GüzeL Konuşmanın Sırrı, Lüzumsuz SözLeri Terk Etmektir.
SuskunLuGum AsaL£timDendir,Her Lafa Verecek Cevabım Var. Ama ßir Lafa ßakarım Lafmı Diye, ßird£ SöyLeyene ßakaRım ADam Mı Diye!...
DALiMizi KıRaNıN AĞaCini KöKüNDeN SöKeRiZ....!!!! | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 18/2/2009, 22:57 | |
| --------------------------------------------------------------------------------
GÜLLER UZATIM
Ben sana güller uzatım Dikenler içersinde Gülmeyi unutum Ağlamaya alıştım Sensiz karanlık gecellerimde | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 18/2/2009, 22:59 | |
| Adımın önünde adın yazılı Resmimin yanında resmin basılı Sabrım sabıkalı, sevdam azılı Hasretin kanıma girdi girecek
Ağaç ağaca benziyor artık Deniz denize Çiçek çiçeğe Şiirler yazmıyorum artık bak Gözlerinin güzelliğine... İyi seni unutmuşum !
Aklımdan çıkmıyorsun Sensiz bomboş bu hayat Susma öyle ne olur Bana kendini anlat..
Akşam erken çöker yalnızlığıma Sokak sokak gezer ararım seni Hasretin gönlümün yangınlarında Alev alev yanar ararım seni
Al götür eskici kalbimi benim Neyim var neyim yok sorma bir daha Gözümde yaşlardır birtek servetim Acıyıp yüzüme bakma bir daha!
Aldana aldana geçti bir ömür Dünlere küskünüm yarına küskün Nerede mutluluk nerede huzur Hayata küskünüm devrana küskün
Aldanmaktan yoruldun mu Acılarla yoğruldun mu Hiç sırtından vuruldun mu Ne bilirsin yağmur olup Çağlamayı ne bilirsin Kahkahalar savururken Ağlamayı bilir misin?
Aldattılar Ümitlerimi, hayallerimi Özlemleri, düşlerimi Parça parça Kopardılar! .. Sonra unutulduğuma inandım Sevdiğimden ayırdılar.
Aldığım her nefes sana yazılı Korkarım ki sensiz ömrüm sayılı Yüreğim tutuklu gönlüm cezalı Hasretin kanıma girdi girecek.
Aldırma görürsen yaşlar gözümde Şarkımız olacak yine dilimde Mektubun cebimde, resmin elimde Yarın bu şehirden ayrılacağım..
Aldırma sen benim yalnızlığıma Aldırma sen benim gözyaşlarıma Boşver sende kalmış yarınlarıma Biz kadere çelme takmış adamız.
Alın sizin olsun bütün saltanatıyla dünya Bütün sahteliğiyle hayat Alın kucaklayın gönlünüzce O bitmeyen ihtiraslarınızı O dinmeyen bencil aşklarınızı!
Ama sen de bil ki Yağmurlarca sevdim seni Yağmurlarca sana yandım Hatırla derya gözlüm HATIRLA AŞKIM..
Anlatacak nelerim var bir bilsen İçimde ihtilaller kopmuş Kendimi sürgüne verdim Mutluluğum çoktan iflas etmiş İtiraza hakkım yok biliyorum Seni seviyorum..
Ansızın kayboldun köşe başında Zamansız bir deprem koptu bağrımda Kendimi kaybettim işte o anda İnan ki dünyayı yıkasım geldi! Ardına bakmadan gittin o gidiş Kalbimi koparıp atasım geldi Bu veda gerçek mi inanamadım Başımı taşlara vurasım geldi!
Aramızda dağlar var Aramızda uçurumlar Yaklaşma yanılırsın Ben öldüğümü bilirim Sen yaşadığını sanırsın Kendini bilmeden daha Beni tanıyamazsın... | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 18/2/2009, 23:01 | |
| Bir söz ver en kızgın anında bile, Yüzüne bakınca gül benim için. Seven sevdiğine düşünmez hile, Aşk derdine çarem ol benim için.
Ellerin elimde olsun yeter ki; Tek mutluluğumsun bil benim için. Hiç ayrılmayalım gönül ister ki, Bıraktığım gibi kal benim için.
Bir sen gördün akan göz yaşlarımı, Başkası görmesin sil benim için. Sana yönlendirdim yarınlarımı, Rüyalarda olsun gel benim için.
Nereye gidersem gideyim yalnız, Sensin bir gidecek yol benim için. Sözlerim gelse de sana anlamsız, Sensiz her saatim yıl benim için.
Gözlerinde saklı benim umudum, Onlarla hayale dal benim için. Düşünce haznemde hayli yorgunum, Zehirli sözlerin bal benim için. | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 18/2/2009, 23:02 | |
| Sıcak sıcak bakışın var, kirpiğinin gölgesinde, Esip esip üşütüyor; bakışların, üzerimde.
İçimde sevdan kök salar, bilesin ki örük örük, Lime lime böldümse de, her parçası dağdan büyük...
Versem sana bir fincandan, sana akan gözyaşımı, Gül yaprağı ellerinle, tutar mısın bu sevdamı ?
Akşam sabah seni anmak, hoş olsa da senin için, Bilemezsin beni nasıl kavuruyor için için.
İzin ver de bir damla su, bu yanan yürek üstüne, Serin serin akıversin, senden bana sine sine...
Aynalar hep senden yana, seni söyler bütün kuşlar, Titrer durur içim yanar, yazdıkça seni parmaklar.
Iraktır iklimin bana, savur ılık nefesinle, Mahkum etme beni canan, üleş bu canı benimle.
Ahdim varmış gibi sana, alır seni rüyalarım, Her gecenin sabahında, yine açar acılarım... | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 18/2/2009, 23:02 | |
| Sevdam, yüreğinde üşürken, Denizler yanıyor bakışlarımdan. Yalnızlığın kalabalığına karıştığı gibi sensizliğim; Yokluğunun sesine karıştı sessizliğim. Ellerimde kalan; Ayrılık acıları Ve duygularımın dokusundaki bir tek hayalin. Rüzgarın dokunuşları alnımın ateşini alırken; Islak gözlerim üşüyor bu sabrın buzulundan. Zaman dışı saatleri kim anlar ki söylesem? Çiçekler tutuşturulmuş ayrılığın eline. Ve bir yokluk yakamozu düşmüş gönül nehrine. Gökyüzüne düşen gecelerimden alınmış sabah, Artık, yalnızlığım doğuyor güneş yerine. Sesinin yankısıdır bu isimsiz çığlığım, Hasretin buharıdır bütün bulutlar. Duyamazsın beni duymayacaksın; Çünkü acılarım kadar sevinçlerin var. Bense, elime verdiğin bir bardak zehrin; Ölümünü yaşıyorum an be an sana. Sana, can çekişimin her saatini, Armağan ediyorum, son nefese kadar. Bin ömür mutlu olmana yetecek kadar Bir acılı ömür yokoldu sana... | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 18/2/2009, 23:03 | |
| Seni arıyorum sevgilim Karanlık gecenin içinde. Korkuyorum sevgilim Seni sonsuza kadar kaybetmekten.
Geceler acı veriyor bana Soğuğu hissediyorum tenimde Sana olan duygularım bile İçimi ısıtmaya yetmiyor
Boşlukta ilerliyorum sessizce Hayatımın aşkını bulmak için Gittiğim yön belirsiz Karanlık gece hep sessiz
Hayallerin aşkı bile Beni mutlu edemiyor Rüyalarım bana yetmiyor Artık gerçeği yaşamanın vakti gelmedi mi?
Ama yine de ben seni bekliyorum Hayallerimin, düşlerimin aşkı... Ve sana son bir söz veriyorum: Sonraki hayatta, görüşmek üzere...
Alican Uğurel | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 18/2/2009, 23:04 | |
| Zalim,zalim,zalimsin be İstanbul! Çok gördün bana mutluluğu, Çok gördün bana yaşamayı, Nefes almayı çok gördün,Gülüp eğlenmeyi çok gördün bana. Sende tattım acıyı, Sende tattım iki yüzlü,kalleş insanları. Özü sözü bir olmayan insan görünümlü yaratıkları sende gördüm,bildim ben. Mutlu olduğum o küçücük anları çok gördün bana. Arkasından verdiğin acılar yedi bitirdi mutluluklarımı, Açamayacağım kilitli sandıklara sürdün sevinçlerimi En küçük şeylerden mutlu olmak istemez miydim Gülmedim,belki mutlu olamadım ama. Kimsenin haberi olmadı. Göstermedim onlara gözyaşlarımı. Zevkle izlemelerini istemedim tükenişlerimi. Onlarında bir darbe vurmalarından korktum belkide kim bilir? Bir sen biliyordun İstanbul! Bir sen görüyordun günden güne eridiğimi. Ama tutmadın ellerimden. …….. Çek istemiyorum ellerini.!Uzatma o ince dallarını. Kırılır korkuyorum. Şimdi ölüyorum.Sessizce gidiyorum.Mutlu olacağım o yere! Sabırsızlıkla bekliyorum.Mutluluk nedir bilmek istiyorum. İşte ölüyorum!İşte gidiyorum!!! | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 20/2/2009, 20:21 | |
| Gün batarken bir akşam üstü Bir hüzün kaplayacak içini Bir rüzgar uçuracak saclarını Ben geleceğim aklına AĞLAYACAKSIN
Dilin varmasada adımı anmaya Boşvr adımı anmaya çalışma Nasıl olsa bir gece tatlı rüyanda Beni rörüpte AĞLAYACAKSIN
Yabancı kollar dolansa beline Baskasını dudakları değerse teninne Onun olacağın ilk gece bile Ben geleceği aklına AĞLAYACAKSIN | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 20/2/2009, 20:22 | |
| Ah bir güneş olsaydım Tüm sıcaklığımı verirdim sana, Eritirdim saçlarındaki karları Gençlik hep senin olacaktı anlasana.
Ah bir güneş olsaydım Kuruturdum göz yaşlarını, Gülmek senin için olacaktı Ne olur bir kez gülsene.
Ah bir güneş olsaydım Geceleri de doğardım senin için, Aydınlıklar hep senin olacaktı Yanı başındayım beni görsene.
Ah bir güneş olsaydım Sana verecektim tüm ışıklarımı, Gözlerin olacaktı ışıl ışıl Saçlarınsa sarı mı sarı...
Aşkının beni yakan ateşi Yetseydi güneş olmam için, Senin ateşinle seni ısıtırdım Ah bir güneş olsaydım.
Ah bir güneş olsaydım Ben bu güneş gibi duramazdım yerimde Dertleşmeğe giderdim yıldızlara. Bu güneşin bir amacı yok Benim amacım sen olurdun Ve etrafında senin Garip garip dolanır dururdum.
Ah bir güneş olsaydım Şimdi canlı için hayat kaynağı olan güneş O zaman senin uğruna feda edecekti her şeyi Ölü soğukluğu ortasında.
Bak korkma güneş filan değilim Ne olur bir an olsun bana aç kollarını Seni sevmekten başka elimden ne gelir? Ne de bir farkım var âşıklar arasında. | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 20/2/2009, 20:23 | |
| Ben bu gönül tezgahinda Ask dokudum, ask okudum Erenlerin dergahinda Ask okudum, ask dokudum
Her güçlügü bile bile Göznuruyla, sabir ile Yumak, yumak, çile çile Ask dokudum, ask okudum
Bir ömür yana yakila Yazdigim sigmaz akla Acimadim kirkdört yila | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 20/2/2009, 20:37 | |
| Bir yokuşundan inip
Çıkıyorsun bin duyguya
Bir guruba dalıp
Kalıyorsun
yalnız
Tanrıya
nasılsa yakınsınız
Gerçek
burada
Ölüyorsun
yaşadıkça. | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 20/2/2009, 20:44 | |
| Ayağımın tozu Değmeden düşlerine Usulca kaçmaya geldim bakışından Cebimde bir tutam uzaklık Üşüğüdüm soluklarının yamacından Ve Gökyüzüne çıkarken bu yakınlık O kadar doğru değil Bilirim Döndüm işte döndüm Ben o kahverengi bakışlı adam Hani kördüğüm
Kaybettiğim dönüşümün anısına Ufak bir kadeh daha gülüşünden Ardından gölgen Suskun ve firari artık sevişlerim Ahh sen Ve ben o kahverengi bakışlı adam Hani gel diyen | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 20/2/2009, 20:50 | |
| Damarlarıma yürüyor akşam sinsice
Günbatımı esintisiyle o serçeler ötünce Hataların affı cehennemim olur Her bahar umudumdur filizlere yürüyen Oysaki her bahar cenneti umar, cehennemi bulurum
Umutlara tırpandır küstah itirazlar Gözlerim kızıl kıyamet, sözlerim keskin sirke Yüreğimdeki tipide yanar, ateşten öfkeler kuşanırım
Güneş öfkemi eritmeye doğar Şiddetli ihtilaller yaşanır beynimin kıvrımlarında
Sek sek oynar gözbebeklerinde asılı gülümsemeler Pimpirikli bakışlar altında yaşanıyor yaşanan ne varsa İlişilmesin öfkeyle hüznün gerdeğine Beynimin rahmine düşenden ne doğacak kim bilebilir?
Belki bir umut doğar kim bilir! ...
Hangi suya çizilir umudun resmi? Hangi fizik hesabeder, damarımda akan akşamın debisini? | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 20/2/2009, 20:50 | |
| Sen Özgürlüğüm müydün Efsaye... Baharda nisan yağmuru Temmuz'da deniz köpük köpük Ağustos'da gölgelik Eylül'de bir yel serince Ayrılıkta ılık bir buse Susuzluğuma yetişen pınar Öfkeli bir kışın baharı mıydın? Şehirde aldığım temiz nefes Yorgunluğumun akşam çayı Anam mı, bacım mı, sevdiceğim mi Yaşlı dünyadan beni kanatlarına alacak latif miydin Efsaye... Sen kimdin, neydin? Düşüm mü, hülyam mı?
Eski bir kitapta öykü Yazımın altın kalemi Yırtık sayfada şiir Gözde sürme Dalda gül Yoksa mercanotu mu? Arasam bulur muyum seni? Efsaye...
Efsaye -ll
Çocuk rüyalarımda yıldız mıydın Efsaye... Ya da çocuk saçlarımda sevgi elçisi
Zindandan, sıladan, askerden mektup Mezarlıkta mardaval üzümü Şayetle sevilmeyen, sadık dost Karanlıkta -korkuma- ıslık mıydın Efsaye...
Acılarıma, sarı merhem Bir dağın doruğuna ulaşmanın mutluluğu Yabancı çobanın dertli kavalı Çakmaktaşı ile kavın aşkı mıydın? Uçsuz bucaksız bir çölde sen...
Yoksa yok muydun? Uçsuz bucaksız çölde serap mıydın? Efsaye! ... Yaklaştıkça varamadığım, vardıkça bulamadığım... Efsaye….
Efsaye -lll
Yarısı yaşanmamış gece Mahmuzlanan kısrağın yelesi
Öfkemin serseri yalnızlığı Yüreğimin sessiz çığlığı Aşkımın dinmeyen sancısı Yanık sevdamın balaban mihmandarı
Ekmek, zeytin, soğan, tuz Tohuma toprak, çıdama su musun? Efsaye, Efsaye, Efsaye... | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 20/2/2009, 20:50 | |
| Damlalar bekliyor… Kalbimde; benden uzak bir yerde Bense, bekliyorum, beyninin kıyısına kıvrılmış Bekliyorum…
Yaşamak için yaşanmalara yanaşmadan Savaşmadan sanrılarla Dayanmadan dayanışma laflarına Ayakta kalabilmek gerek, ayaklanmadan Başından başlayalım yaşamın, yakalanmadan Havva ile Adem'den Ya da ruhlar aleminden… Bir elma vadedemem Ama ağlamayı öğrenebilirsiniz …
Kuyruğu koparılmış bir y harfi Ne kadar asil duruyor değil mi? Y ile başlayan kelimeler… Maarif takviminde yeni yıl Islah edilmiş yavşaklık, yalakalık, yataklık, yardakçılık, yağdanlık Yalanlar, yalanlar, yalanlar… yutkunmadan söylenmiş Yalancı bahar; Mesela meyveye erken duran bir yemiş İnanmıyorum kim demiş, kim demiş? İnanmıyorum…
Sövmeyi bilirim; sövebilirim… Sövmeyeceğim…
Yapışkan ve kirli sünger gibi laflar; öğütler… İğfal edilmiş kelimeler silsilesi cümleler Akıl hastası naralar Maskeli kelimelerle kuşatılmış söylevler
Sahte bir tabloda, gerçek ressamın fırça darbesi sandım, yıllarca kendimi
Ağlamayı bilirim; ağlayabilirim…. Öğretebilirim…
Daha neyi bekliyorsunuz? Gelin yaraları dağlayalım Gülünebilecek günlerimiz olsun Gelin birlikte ağlayalım…
Ekmek, gelecek, mektep derdi Babam, Adam olmak, derdi Vicdan tedavülden kalkmadan evvel...
Şehre yabancı ruhlar taşınır, Terkisinde yorgun umutlar Dutlu kahve, amelenin ikinci evi Dertlerin çıkmaz sokağı
Çeyrek ekmekle, insanlık sınavı ne acı Yüz gram çay, on lira... Geceler katran karası İdarelik, idare edilenin göstergesiymiş meğer Her gece, çocukluklar kanar Sitem çağırır dudaklar Yürek kanar, mahzun... Gönül bağı, tarumar Kırılmamalıydı gaz lambasının camı, çocuğun kumbarası da...
Yaşanmadan baharlar, kışı anlatır yorgun maki bakışlar Tetikteki öfkeleri gizler, peykeler Sebat, mihmandar oldu, yıllar yılı İmbik imbik süzülmeden lekeler Selam söyler, nehirler, denizler, beldeler Umudun ninnisini söyler yeller
Çalınmış, yitik sanılan yarınlar Kelepçeler, zincirler, demir parmaklıklar Tanıklar, tanıklar, tanıklar Tekmili birden tanıklar Hatasız, efendilerine karşı, yargıçlar
Kutlu bir sona kırılan kalem Ölüm, ölümüne tuzlu Uğrunda ölünene rağmen | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 20/2/2009, 20:51 | |
| Bir yalın düş düşlüyorum Mecburen düşüme düşsün Aksın zifiri bir gece göz kapaklarımdan Salkım salkım uykum gelsin Umulmadık bir anda usulca uykuma gelsin Bir selamlık vakit yeter, tantanasız Üşenmesin, velev ki esaslı bir düş olsun…
Nakkaşın gergefinde bir nakış, bir nişan olsun İbrişim kuşakla bağlansın Üstüme şal olsun
Şırfıntı kalleşliklerin vahşeti olsun Şamar olsun, bedel ödetsin, savursun Arkadaş, yoldaş, sırdaş olsun
Bir şıralı turta, sadra şifa, tavında Derdimin dermanı iksiri, bulsun ve sunsun Yana yakıla aradığım otacıyı muştulasın Mostralık bir tutam düş olsun
Esaret hücresinde zincirleri kıran serkeş Vuslat zaferinin kıvılcımını yaksın, şanı olsun Mızrak olsun saplansın gecenin bağrına Umursamadan yankılansın
Nabzına girsin tılsımlı bir kurşuncasına Temkinsiz bir sevdayla, düşüm gibi, sev beni… | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 20/2/2009, 20:51 | |
| Akdeniz'den bilinmeyen mevsimlerle geldim
Gökyüzüne bir gökkuşağı dokudum Hiçbir ressamın bilmediği renklerle desen desen Yaban gülleri derdim ellik ellik Taçlar yapıp taktım saçlarına Bak işte sahiline vurdum Yüreğimin yelkenleri efil efil
Yakmayan güneş, ıslatmayan yağmurlarla geldim
Çiğ düşmüş çimler serdim Papatyalı halhal taşıyan ayaklarını bekler Başına kelebekler konar Buradayım, yalnız değilsin, diyen kanat kanat
Bir yel eser ılık ılık Gönül kandilinde alevler dans eder Topraklar getirdim bilinmeyen Koynunda sevgi beslenir çıdam çıdam Turkuaz yeşili geceler getirdim Hüzünlerinde umudu emzirir lıkır lıkır Bir saz çalar bir taraftan Bu öyküyü muştular türkü türkü Bulutlarla geldim, yakut yüzük gibi, taşında tahtın olur Ne zaman sıkılsan görmediğin yerlere yolculuklara çıkarsın Ansızın kapımı çalarsın ya da yanına beni de alırsın… | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 20/2/2009, 20:52 | |
| Kül rengi geceler göz kapaklarında; Zamansızlık ile yersizliğe yanar. Sözler mahzundur titrek dudaklarında; İfadeler hep manasızlığa yanar. Yarım kalmış hayaller başaklarında Beklersin; güneş doğmaz, yağmur geç yağar.
Kavuşmanın ninnisi kulaklarında Umutsuzluk hırçın, ufukları sarar. Derman var sanırsın da ayaklarında Yollar uzun, çileli, menzile kadar... Öfkem dinmez bu şehrin sokaklarında, Gönül sessiz; yine de bir umut arar.... | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 20/2/2009, 20:52 | |
| Aşmak istediğim sınırlar vardı, Kendimle verdiğim savaş meselâ. O köz yeniden alevlendi: Ruhumun gizli köşelerinden Esecek rüzgârları taşıyabilirim artık. Mutluluğu ve kederi yeniden tanımladım, Kıskançlığı ve minnettarlığı da; Anladım ki kan ve kemik tüm insanlarda, Farklı olan yürek ve niyet... | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 20/2/2009, 20:53 | |
| Sabah erken, akşam geç olur İstanbul'da...
Kalbin uzak ise, O'na yakın olsan da; Hasret yaman, sevda güç olur İstanbul'da!...
Birazcık gölge, bir yudum çay Çamlıca'da; Mana derin, madde hiç olur İstanbul'da...
Gün gelip, nefes bitip, vade dolduğunda Yıl ne zaman, saat kaç olur İstanbul'da? | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 20/2/2009, 22:16 | |
| SENSİZLİK Mİ BENİ AĞLATAN
Yine sensiz geçen bu gecemde Göz yaşlarım benimle birlikte Elimde senin resmin Dalar giderim yine eski günlere
Hayat sevince,sevilince güzelmiş Ben sevdim sevilmedim Bu yüzden bütün umutsuzluğum,kırgınlığım Birtek ona nefretim
Sevdiğinin yolunu beklemekmiş zor olan Sevilmeyi ümit etmekmiş beni ağlatan Geceleri ağlarımya ben hani Yıldızlar şahidim olsun diye belkide...
Zaten birtek onlar şu karanlık gecemi aydınlatan Birtek onlar ben kaybolmuşken yol gösteren Sadece onlar bana sevmeyi öğretip , Sevilmeyi beklememi söyleyenler... | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 20/2/2009, 22:16 | |
| Bana çok güclüsün dediler Her zaman değilim dedim Bana kalbin taştan mi dediler Her zaman değildir dedim
Birisi okyanus olsa söndüremezmis beni Hangi su yiğini söndürürmüs ki güneşi Ama ona mum işiği kadar zayifim dedim Bir defa üflese, hemen sönerim dedim
Bu yüzden işte sana yaklaşmaktan korkuyorum Bu yüzden işte seni gördüğüm yerde kaçiyorum Korkuyorum,ellerime baksan titrediğimi farkedeceksin Korkuyorum, gözlerime baksan ürkekliğimi göreceksin
Bir zamanlar kivircik saç adama yakişmaz derdim şimdiyse her sana benzeyene güzeldir derim Git aynaya kendine benim gözlerimle bak Bak,bak , kendi kendine aşik olacaksin
istersen bakirdan olsun kalbin, ben altin gibi görürüm istersen şeytan ol ben seni melek bilmeye hazirim istersen haberim kendimde olmadan uyut beni Madem aşkin gözü kör,ben kör olmaya raziyim
istersen Cehennem gibi yak bedenimi istersen cek gözlerime kizgin mili istersen carmiha gerilt beni Madem suç ise sevgim,ben cezaya raziyim
seni gönül saltanatima kiral yaptim Varsin rejimin diktatör olsun Varsin fermanin aleyhime olsun Ben gönüllü gönül savaşimi vermeye raziyim
Istersen aşkin bütün silahlari sende olsun Ben duygularimi sehit vermeye raziyim Taki sende beni bir gün sevene dek işte o gün canimsa eger caninin bedeli, ben canimi ugruna vermeye hazirim. | |
| | | erdem
Mesaj Sayısı : 83 Yaş : 39 Nerden : istanbul İş/Hobiler : satış sorumlusu Kayıt tarihi : 09/02/09
| Konu: Geri: mekan erdem 20/2/2009, 22:17 | |
| Neyin içine düştüm bilmiyorum Hiç bu kadar çaresiz kalmamıştım Beni bu kadar sevme diyorsun Ben seni unutmaya çalışmadım mı sanıyorsun? Olmuyor gülüm yapamıyorum Yüreğime söz geçiremiyorum Seni neden bu kadar sevdim bilmiyorum Nefret etmek istedim Unutmuşum nefretinde aşk olduğunu Damarlarımda kan akarken seni hissediyor Bana gülüyorsan akmaya devam ediyor Gülmüyorsan donuyor Sana bakınca sarılmak istiyorum Öpmek istiyorum Çok şey mi istiyorum gülüm Ama bunu yapma diyorsun Korkuyor musun sana sarıldığımda Bu kadar sıcak bir yüreği hissedip Kendini kaybetmekten Kalbim zayıfladı artık sancılanıyor Anlamıyor musun bu kalp duracak Bana kısa bir süreyi bile çok görüyorsun Sen bencilsin! Bilmiyorsun ki Bu kalp beklide son bir istek yaptı sana Ukbaya gidecek bu ruh Ne cevap verecek orda Orda da acı var Orda seni beklemek istiyorum Bu bile mümkün değil Ahımı almaktan korkuyorsun Gülüm seni nasıl sevdiğimi göremedin mi? Ben sana nasıl beddua ederim Ahımı almadan yaşayacaksın İçin rahat olsun Başkasını seversin diyorsun Ah gülüm ah içimdesin ama göremiyorsun Bir kurbanın bir celladı olur Benim celladım sensin Sevgiye açsın sen Seni sevgiye doyuracak birilerini arıyorsun Ama sevgiyi ezip üzüntüye koşuyorsun Seni benim gibi seven olmayacak Bende seni sevdiğim kadar başka birini sevmeyeceğim Bir gün aklına gelir miyim bilmiyorum Eğer gelirsem Bil ki o kalbe bağlı olan zincir hala kopmadı Ucu avuçlarında duruyor Belki o zinciri görürsün Gördüğünde ise artık senin için atan bir yürek olmayabilir Ben eridikten sonra sen beni sevsen ne olur Hayır hayır Eğer seversen beni, erisem de sev Ama mezarıma gel bir gün Beni bekle de bana O zaman seni orda acısız beklerim… | |
| | | | mekan erdem | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |