Sana "Nasılsın?" diye sormayacağım...
Başkaları sorduğunda onlara ne kadar harika, ne kadar muhteşem, ne kadar
olağan üstü olduğuna dair verecek onlarca cevabın var biliyorum. Bir kez
daha aynı sözleri duyacağımı bildiğim için sormayacağım sana o soruyu...
Sormayacağım; çünkü, hayatında yaşadığın bitmez tükenmez sorunları
yüreğinin kanayışını, hayatının eksilişini, içinin daralışını, yaşama
sevincinin tükenişini biliyorum...
Sormayacağım; çünkü, yaşadığın ya da yaşamak zorunda olduğun çevreyle,
seviyorum dediğin kişilerle ve hatta tüm insanlarla ortak paydalarının ne
kadar az olduğunu ve buna rağmen hala umudunu yeşil tutmaya çalıştığını
biliyorum...
Sormayacağım; çünkü, hayatında yakın geçmişe kadar, tüm çevrendekilerin
gıpta ile baktığı bir çok şey başarıp meyvelerini toplamak için çok
çalıştığını, ancak bu topraklarda senin gibi insanların önüne ne derece
devasa engeller dikildiğini ve senin bu engelleri aşabilme gücünün tükenme
aşamasında olduğunu biliyorum...
Sormayacağım; çünkü, umduğun, istediğin hayatı bir türlü yakalayamayan ama
yine de bulduğunla yetinmen gerektiğini hissettiren insanların alaycı
tavırlarının seni nasıl kahrettiğini, nasıl yorduğunu biliyorum...
Sormayacağım; çünkü, bu topraklarda yeteneklerine göre değil kimin yanında
durduğuna göre değer kazandığını bildiğini ve bunun sana acı verdiğini,
dirensen de kendini artık buralara ait hissetmediğini biliyorum...
Sormayacağım; çünkü, geleceğe ait bir çok beklentin olduğu ve bunun için
ölesiye çabalamana rağmen, sevdiğin ve en yakınım dediğin insanların
hayata bakışını anlamamaktaki ısrarının seni çok üzdüğünü biliyorum...
Sormayacağım; çünkü, insanların özgürlüğün ne olduğunu bilmediği,
bilenlere ise bir kaç gömlek bol geldiği ve o özgürlüklerin sadece kendine
ait bir hak olarak görülmesinin sana acı verdiğini biliyorum...
Sormayacağım; çünkü, "serde erkeklik var" diyemeyip, saklamadan,
gizlemeden, utanmadan ağlayabildiğini, "ağlamak ne zamandan beri hak oldu,
alındı, satıldı, verildi, lütfedildi?" diye isyan ettiğini biliyorum...
Sormayacağım; çünkü, bazen avazın çıktığı kadar bağırarak bazense sadece
susarak, bazen sayfalar dolusu yazarak, bazen de ağız dolusu konuşarak
sevdanı anlatmak istediğini, ama yine de beceremediğini görüp hayata
küstüğünü de biliyorum...
Evet sana "nasılsın?" diye sormayacağım... Bu bir Bayram Günü sabahı da
olsa sormayacağım... Şimdi yıka elini yüzünü, gülümse aynalara, kendine
çeki düzen ver ve her zaman senden bekledikleri maskeyi tak yüzüne...
Gülümseyerek "harikayım, nasıl iyi olmam ki" de yine...