Karanlık gecelerimde imkansızlığını bildiğim saatlerde, imkansız olanı yapmıştım seni düşünürken yıldızları sayarak. Düşüncelerim nefes almamı zorlaştırıken sormuştum durmadan kendime o acı soruyu “acaba acaba oda beni seviyor mu?; diye.
Nekadar sık sorsamda artık veremiyordum eskisi kadar cesaretle bunun cevabını. Dilimden dökülmüyordur sözcüklere inaçla ;evet seviyor; sözleri.
Her veremediğim sorunun ardından kendimi sorgulamaya devam ediyor “nerede yanlış yapıyorum” diye azalan nefes alış verişlerimi, iyiden iyiye zorlaştırmaya devam ediyordum.
Neden di ki acaba kendime ettiğim bu eziyet. Neydi bunu acıklayan tarif. Neydi bunun adı acımı, cilemi, sevgimi aşk mı?
Adını koyamadığım bu sızı neydi yüreğimde ki. Yoksa hepsi mi?
Hepsi birbirni mi tamamlıyordu?
Sorular sorular bitmek bilmeyen bana durmadan acı veren sorular.
Ardından dalıyor gözlerim uykusuzluğuma yenik düşen bedenimi dinlendirmek icin uykuya. Huzur bulmak adınamıydı yoksa bu uykuya dalış.
Ama kısa sürüyordu hep.
Hep o sahne gözümün önünde o cığlıkla uyanıyordum ;yalan söylüyorsun sende beni seviyorsun” diye.
Uykum kabuslarla bölünüyor içimdeki kuşkum artıyor, inancım yavaş yavaş yok oluyordu.
Ona söyleyemediklerim benim içimde kanserli hücreler haline geliyordu.
Sonumun geldiğini hissediyor, genç yaşımın sadece kimlikte yazan anlamsız bir şey olduğunu hissediyordum. Çünkü ben yaşlanıyordum nefes alış verişlerim azalmış, kalp atışlarım sessizleşmiş, bedenim beni taşıyamaz hal almıştı ve hafızam artık hiç bir anımı bana göztermiyordu iyi olan.
Ölüyordum senleyken sensizliğin karanlığında. Söylemediklerin, söyleyemediklerimin bıçak darbelerinde hayata elvada diyordum...
Ölüyorum artık son nefesimdeyken dilimden dökülüyor o sözcükler ve eskisi kadar cesur ve gür olarak....
Seni seviyorum bitanem
Seni seviyorum....